Erdemlerin İçeriğine Karışan Olumsuz Eylemlere Dair Bir Açıklama...

Erdemlerin İçeriğine Karışan Olumsuz Eylemlere Dair Bir Açıklama...

 

Selam :)

Evet, erdemlerin içeriğine karışan olumsuz eylemlere dair bir açıklama yapmak için Avrupa Yakası dizisini örnek göstereceğim...

Bu diziden örnekle açıklamak istediğim bazı konular var açıkcası, Gülse'ye de sevgiler göndererek...

Konumuz ise dünya yaşamında ezelden bu yana meydana getirilmiş olan ve olumsuz eylemlerinde içeriğinde bulunduğu, yaşatıldığı konulara ve durumlara gülmelerimiz ve bunları eğlenceli bulma hallerimizdir...

Avrupa Yakası dizisini konumuz için örnek almak istedim ve evet, bende zamanında neredeyse bütün bölümlerini izlemişimdir...

Ancak söylemek istediğim, bizler bu gibi dizileri izlerken...

Saygısızlıklara gülüyoruz...

Bencilliklere gülüyoruz...

Tehditlere gülüyoruz...

Yalancılıklara gülüyoruz...

Aşağılamalara gülüyoruz...

Cimriliklere gülüyoruz...

İhanetlere gülüyoruz...

Farkında mısınız?

Birde fondaki gülme efektleri ile neye gülmemiz gerektiğinide bildiriyorlar...

Ve benzer daha bir çok olumsuz eylemin içerisinde yaşatılması söz konusu olan sahnelere, durumlara gülüyoruz ve bunun sebebi olarak, bunlarla eğlenmelere ve gülmelere bir şekilde alıştırılmış olduğumuzu söyleyebilirim...

Burhan'ın binbir saygısızlıkları, Şahika'nın ötekileştirici ve aşağılayıcı bir çok davranışı, Selin'in aptallıkları, Makbule'nin cahillikleri, İfot'un bağırmaları, Gaffur'un psikopatlıkları bizleri neden güldürüyor?

Bunlara gülmek ve bu gibi olumsuz davranışları sergileyen alanları izleyerek eğlenmek doğru mu sizce?

Şivesi, hareketleri, görüntüsü komik gelebilir ancak içerisinde özellikli olarak tanımlayabileceğimiz olumsuz eylemleri yaşatıyorlarken sizce doğru mu yapıyoruz biz?

İşte bu soruyu sorduğumda, bunun neden olduğunu düşündüğümde, cevap olarak bu düzeni yanlış olan dünya simülasyon sistemi içerisinde ezelden bu yana gelen alışkanlıklarımız olduğunu söyleyebilirim.

Böyle gülmelere ve eğlenmelere alıştırılan toplumla ilgili bir medya düzeni sağlanmıştır...

Tabii ki obsedör etkiler bunlar...

Yani insanlık bu gibi şeylere gülmeye alıştırılmıştır.

Ve işte yine insanlık olarak bu gibi şeyler olmadan gülmelere, güldürmelere alışmak durumundayız, olmalıyız...

Bu özelliklerde ve şekilllerde, yani sevgi ile, vissa ile uyumlu olan, içeriğinde aşağılama, yalancılık, sahtekarlık, küfür, argo, ihanet olmayan gülmenin ve güldürebilmenin yollarını bulmalıyız...

Yani örnekle bir yaşam alanı düşünün ve hiç bir şekilde bu gibi medyaların, komikliklerin içerisinde olmadığını hayal edin. Hiç bir kanalında yayınlanmadığını, hiç bir toplumsal kesiminin bu gibi durumlara gülmediğini ve insanların sadece sevgi ile ilgili, vissa ile ilgili olan erdemlere dair komikliklere güldüğünü, bu gibi olumsuz eylemlerin hiç bir zaman yayınlanmadığını ve haliyle bu yaşam alanındaki insanların da bu gibi durumlara gülmenin ne demek olduğunu bilmediğini düşünün...

Şimdi böyle bir yaşam alanı düşünün...

İşte bu yaşam alanında Avrupa Yakası'nı yayınladığınızda, direk olarak göze batacak olan şeyler dizideki karakterlerin bu olumsuz eylemlere dair davranışları olacaktır, sahneleri olacaktır ve millet değil gülmek...

O neden O'na bağırıyor?

O neden hırsızlık yapıyor?

O neden elindeki bıçak ile O'nu tehdit ediyor?

O neden diğerini aşağılıyor?

....şeklinde sorular sormaya başlayacaklardır.

Çünkü bu durum aleni bir şekilde göze batacaktır.

Ancak bu dünya yaşamında bu gibi sahnelere o kadar alıştırıldık ki, aşağılamalara, küçük düşürmelere, tehditlere gülmek gibi yanlış bir tutum içerisine girmeye başladık.

Şimdi birde Avrupa Yakası'nı bu gözle izleyin, ne kadar çok olumsuz eylemin yaşatıldığını ve buna güldüğümüze şaşıracaksınız.

Bu durum, normal bir filmdeki cinayet sahnesinden yada olumsuz eylemi kullanması ile ilgili olan sahneden farklıdır. Orada gülmüyoruz ancak Avrupa Yakası'n da Gaffur bıçak çektiğinde gülüyoruz. Filmlerdeki sahnelerin ders verme özelliklerinde olduğunu düşündüğümüz için sorunsuz gelebilir ancak Avrupa Yakası'ndaki sahnelere güldüğümüz ve bu durumu eğlenceli bulduğumuz için sorun teşkil etmektedir.

İşte Gülmek ve Güldürmek erdeminin içerisine karışmış olan olumsuz eylemlerden örnekler bunlar...

Yoksa bir çok dizide, filmde olumsuz eylemler zaten sahnelenmektedir ancak oralarla ilgili dersler almak şeklinde tanımlamalarımız söz konusu...

Cinsellikte de var bu durum mesela, cinselliğin içerisine giren olumsuz eylem sonrasında tecavüzler, tacizler, sadizmler ortaya çıktı...

İşte dünya yaşamında bu gibi olumsuz durumlar normalleşmeye başlamıştır ve bizde bu gibi olumsuz durumları normalleştirmeye nornellik ismini vererek yasaklamış bulunmaktayız.

Anormal ve olumsuz eylemlere dair olan olay ve durum ve davranışların normalleştirilmesidir nornellik ve Vissa'da yasaklanmıştır.

Aslında o kadar anormal bir durumu yaşıyoruz ki, bunlara gülerken, bunlarla eğlenirken, farkında değiliz...

Gülse'cim kesinlikle bir rahatsızlık duymasın, çünkü dönemine dair yine de iyi bir dizi olduğunu ve içerisinde dostlukların, güzel aile bağlarının, aşkların, flörtlerin, özgürlüklerin, eğlencelerin, sanatların ve mutlulukların da yaşatıldığını söyleyebilirim... Oysaki bu erdemlerde yaşanıyor, ancak işte bu olumsuz eylemleride yaşatarak güldürme durumu bir çok dizi ve yayın gibi Avrupa Yakasında da söz konusu...

Bu durumu sadece Avrupa Yakası'n da değil, gülmek ve güldürmek amacı olan ve komiklikler ile ilgili yayınlar yapan, çalışmalar içerisinde olan bütün alanlarda görebilirsiniz.

Çok eskilerden bu yana gelen ve hepimizi güldüren o Kemal Sunal filmleri de böyle örneklerle dolu ve uzun zamandır toplum olarak bu gibi olumsuzluklara gülmeye alıştırılmış bulunmaktayız... Az gülünmedi eşşoğlu eşşek demesine, oysa ki bu bir hakaret...

Mesela birbirine küfür edilmesini komik bulmak gibi bir yanlışlığa alıştırıldı toplumlar, bunlar sürekli olarak yayınlana yayınlana, yada toplum içinde kullanıla kullanıla, insanlar bunlara gülmeye alıştılar diyebiliriz, tamamen olumsuz eylemlere dair bir alışkanlık söz konusu...

Ve bu alışkanlık yüzünden saygısızlıklar, aşağılamalar, bencillikler, tehditler, küfürler, argolar, yalancılıklar bizlere komik gelmeye ve sonrasında da normalleşmeye başlar oldular.

Yada müzik gibi bir erdemin içerisinde küfürlerin olmasıda aynı erdemsel yozlaşmayı tanımlamaktadır.

Şimdi birde sormak istiyorum şu soruyu sizlere...

Bu kadar gülmenize ve eğlenmenize rağmen, Burhan ile aynı evde kaç kişi yaşamak ister?

O kadar saygısız, o kadar bencil, o kadar yalancı, o kadar rahatsız edici olan Burhan ile...

İşte cevabınız herşeyi açıklar özelliklerdedir..

Öpüyorum hepinizi... :)

Sevgiler.

Şix