Cumhuriyet Nedir?

Cumhuriyet Nedir?
Bu yazıda kimi kaynaklardan okuyarak beğendiğim ve alıntıladığım ve kimi başlıklarınada kendi eklemelerimi yaparak hazırladığım Cumhuriyet nedir bilgisini hazırladım.
Cumhuriyet; hükumetin başkanının halk vasıtasıyla belirli bir süre boyunca ve belirli yetkilerini kullanmak için seçildiği yönetim şeklidir. Monarşi ve oligarşi gibi yönetim şeklinin tek bir bireye yahut tek bir aileye bağlandığı sistemlerin tam tersi şeklindedir.
.jpg)
Cumhuriyet, halkın kendi kendini yönetmesi olarak ifade edilmektedir.
Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayalı olan bir yönetim şeklidir.
Bu sebeple günümüzde en çok tercih edilen yönetim sistemlerden biri olarak sayılmaktadır. Cumhuriyet yönetim biçimi de her yönetim gibi bazı değerler üzerinde kurulmuştur.
Türkiye, cumhuriyet ile idare edilen bir devlet olma özelliğine sahiptir.
Cumhuriyet devletler için bir teşkilatlanma biçimi olmaktadır. Bir cumhuriyet yönetim şeklinin başarılı olabilmesi için cumhuriyetle bağdaşan bazı değerleri taşıyor olması gerekmektedir.
Yönetimin halka dayandığı devlet yönetimi sistemine cumhuriyet denilmektedir.
Günümüzde gelişmiş durumda olan toplumların büyük çoğunluğunda cumhuriyet, yönetim biçimi olarak kabul görmüş durumdadır. Türkiye'de benzer özellikleri ile yönetim şekli olarak, Atatürk'le başlayacak şekilde Cumhuriyeti kendisinde yapılandırmıştır.
.jpg)
Ve kendi yapısına özel olarak tanımlanması söz konusu olan bazı değerleri ve özellikleri bulunmaktadır.
Cumhuriyette:
- Hukukun üstünlüğü ilkesi benimsenmiştir.
- Hukuk kuralları tüm kurallardan önce gelmektedir.
- İktidarın meşruiyet kaynağı halktır.
- Kanunlar önünde herkes eşit durumdadır.
- Yönetimde ayrıcalıklı bir sınıfa yer yoktur.
- Seçme ve seçilme hakkı milletindir.
- Egemenlik yetkisi halkın elindedir.
- Cumhuriyetin bütün vatandaşları eşit haklara sahip durumdadır.
- Yaşam hakkı gibi temel insan haklarının bütünü güvence altına alınmıştır.
- İnsanlar arasındaki ilişkiler ve birey devlet ilişkileri kanunlar kapsamında düzenlenir.
- Tüm vatandaşların düşünce, inanç ve ifade hürriyeti bulunmaktadır.
Cumhuriyet bir yönetim biçimi olup bu yönetim biçiminin de kendisine özgü bazı önemli özellikleri bulunmaktadır. Cumhuriyet yönetim biçimi ulus egemenliğine dayalı durumdadır. Bu kapsamda ülke vatandaşlarının eşitlik ilkesini esas alan hukukun üstünlüğüne dayalı durumda olan özgürlükçü bir yönetim şeklidir.
.JPG)
Ve bu doğrultuda cumhuriyet yönetiminin özelliklerini ana başlıklar halinde şu şekilde sıralamak mümkün olmaktadır:
- Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanmakta olan bir yönetim biçimini oluşturmaktadır.
- Cumhuriyet yönetim sisteminde, halkın kendi kendini yönetmesi esastır.
- Cumhuriyet yönetim biçimi tümüyle, hukukun üstünlüğüne dayanır. Her birey Anayasa ile ilişkili ve kanunlar önünde eşit haklara sahip durumdadır.
- Cumhuriyet yönetiminde halkın, seçme ve seçilme hakkı bulunur. Tüm vatandaşların seçme ve seçilme hakkı ise Anayasa ile güvence altına alınmış haldedir.
- Cumhuriyet yönetimi sisteminde, halk seçim aracılığıyla temsilcisi olan milletvekillerine bir meclis ve bir hükümet kurma yetkisi verir.
- Cumhuriyet yönetimi sisteminde egemenliğin kaynağının millet olduğu kabul görmüştür.
- Cumhuriyet yönetimi sistemlerinde "kamu yararı ilkesi" ön planda tutulmuş durumdadır.
- Cumhuriyet Yönetimi sisteminde asla egemenliğin bir kişiye, bir sınıfa, bir zümreye, ya da bir gruba dayanması kabul edilemez durumdadır.
- Cumhuriyet yönetim biçiminde tüm vatandaşların temel hak ve özgürlükleri en geniş bir biçimde devletin güvencesi ve teminatı altına alınmış durumdadır.
- Cumhuriyet yönetim sisteminde yargı yetkisi tam bağımsız durumda olan mahkemeler aracılığıyla kullanılır.

Cumhuriyet, çelişkiler yerine dengeleşmeyi, uzlaşmazlıklar yerine barışı, ayrılık ve farklılıklar yerine birliği, parçalanmak yerine bütünleşmeyi hedef almış ve her şeyden önce iç ve dış barışı önermiştir.
Cumhuriyet ilkeleri milletin güvenlik, mutluluk, refah isteklerinin, hareketlerinin kefili olmuştur.
Büyük millet modelinde kavganın, çatışmanın, suçlamanın, yağmanın yeri olmadığını cumhuriyet sistemi getirmiştir.
Cumhuriyet bir anlamda diyaloglar ve bütünleşme sistemidir.
Demokratik ve sosyal özelliğini, bu diyaloglara bağlayabiliriz. Bu bütünleşme ve diyalogların cumhuriyetin temel ilkelerine aykırı olmaması, milli, laik özelliklerini kaybetmemesi, ön şart olarak kabul edilir.
Cumhuriyetin dayandığı ilke '' erdem '' dir.
Cumhuriyet, yüksek ahlâklı değer ve niteliklere dayanan bir idaredir.
Cumhuriyet erdemdir...
.JPG)
Her şeyden önce Cumhuriyet, Türk Milletinin doğasında, kültüründe mevcut olan bir hayat tarzıdır. Bireylerin hür ve özgür bir şekilde yaşayabilmesi için kendi yapısında bir çok özellik bulundurmaktadır.
Başka bir açıklama şekli ile özelliklerine yeniden değinecek olursak, Cumhuriyet:
- Egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şeklidir.
- Yönetiminin özelliği, seçim esasına dayanan bir yönetim oluşudur. Seçimin, gerek seçme gerekse seçilme hakkı açısından belli bir kişiye, belli bir gruba, belli bir sınıfa ait olmayıp, bütünüyle millete ait olmasıdır.
- Cumhuriyet yönetim sistemi, her şeyden önce kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet yönetim sistemi gücünü, geniş halk kitlesinin bütününden, millet iradesinden almaktadır.
- Cumhuriyet yönetim sistemi, devlet yaşantımıza, siyasi yaşantımıza egemenliğin bir kişiye, bir gruba, bir sınıfa değil, doğrudan millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır.
- Cumhuriyet yönetim sistemi, bütün vatandaşları yasa önünde eşit sayar, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaz, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlar. Vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini devlet teminatı altına alır.
- Cumhuriyet akla, mantığa, bilime, toplumun gereklerine ve ihtiyaçlarını gidermeye en uygun ve insana değer veren bir devlet yönetim biçimidir. Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. İnsanın, dolayısıyla toplumun gelişme ortamını hazırlayan, koruyan en iyi yönetim biçimidir.
- Cumhuriyet yönetiminde siyasi partiler aracılığı ile halk kendilerini yönetmesini uygun bulduğu vekillerini ve başkanını seçer ve tüm bu çalışmaların sağlandığı meclis yapılanmaları söz konusu olur.

Atatürk'ün tanımı ile '' Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik hayatı, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, inkılâpçılık olarak belirlenen temel ilkelere sahiptir.''
Kısaca bu temel ilkelere değinirsek:
Halkçılık
Cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. Atatürk'e göre millet ile halk aslında tek anlama gelmektedir. Halkçılık ise millet içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlenmesi, halkın kendi kendini yönetmeye alıştırılmasıdır.
Milliyetçilik
Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle birlikte çalışmaya, bu çalışmayı ve bilinci, diğer kuşaklara da yansıtmaya "milliyetçilik" denilir.
Devletçilik
Anayasamızda da yer alan devletçilik ilkesi, tüm ülkelerin ortak amacı olan toplumun esenlik ve mutluluğunu sağlayıcı toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmada devletin üstlenmesi gereken görevleri saptayan bir yöntemdir. Devletin korunmasını, güçlendirilmesini ve en iyi şekilde yapılandırılarak Cumhuriyete uygun hale getirilmesini sağlayan ilkedir.
Laiklik
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelen, ülkelerin yönetilmesi ile ilgili bütün alanlarda kararlar verilirken, yöntemler uygulanırken din esaslı ve din kaynaklı kararlar alınmamasını ve söylemlerde bulunulmamasını sağlayan bir cumhuriyet yapılanması olarak tanımlanabilir.
İnkılapçılık
İnkılapçılık veya reformizm toplumda gerekli değişikliklerin aniden, devrim şeklinde değil, reformlar yoluyla, yumuşak bir geçiş şeklinde olması gerektiğini savunan bir dünya görüşüdür. İnkılapçılık ilkesi temel ilkeler doğrultusunda yenilikçi bir ilkedir.
.jpg)
Atatürk'ün Cumhuriyet Yönetim Sistemi İle İlgili Olan Bazı Açıklamaları
Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Biz cumhuriyeti kurduk; o, on yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır.
1933 (Afetinan, Atatürk Hakkında H.B., s. 251)

Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir.
(Gazinin N.A.V., Muhit Mec, Sene: 3, No: 32, 1931, s. 7-8)

Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıki uygulamasını sağlayan hükümet şekli, cumhuriyettir.
1930 (Afetinan, M.B. ve M.K. Atatürk’ün El Yazılan, s. 410-411)

Cumhuriyet, düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimî ve haklı olmak şartiyle her fikre hürmet ederiz. Her görüş bizce saygıya değerdir. Yalnız, karşı çıkanlarımızın insaflı olması gerekir.
1923 (Atatürk’ün S.D. III, s.71)

Cumhuriyet, imkân demektir. Cumhuriyet, yalnızca adıyla bile birey özgürlüğünü aşılayan sihirli bir aşıdır. Görülecektir ki, cumhuriyet imkânları olan her memleket, özgürlük davasında er geç başarılı olacaktır. Cumhuriyet, kendisine bağlı olanları en ileri aşamalara götüren imkânları verir.
Bağımsızlık ve özgürlüğüne sahip olan milletler, ilerleme yolunda imkânlara sahip demektirler.
O halde cumhuriyet, her alanda ilerlemenin de en belirgin teminatıdır. Cumhuriyeti bu anlamıyla ve bu kapsamıyla anlamak gerekir.
(Atatürk’ten BM., s. 45)

Cumhuriyet, ahlaksal erdeme dayanan bir yönetimdir.
Cumhuriyet erdemdir.
Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet yönetimi, erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir. Aradaki fark bunlardan ibarettir.
1925 (Atatürk’ün S.D.U, s.231)

Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir.
1924 (Atatürk’ün S.D. 111, s. 74)

Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin gerçek eğilimlerine uyarak devlet şeklini, cumhuriyet şeklinde kesin olarak sağlamlaştırdı.
Cumhuriyet yönetimi memlekette en ıssız köşeye kadar coşkunluk ve heyecanla kabul edildi.
Millet, cumhuriyetin Türk vatanını yüzyılların birikmiş kötü yönetiminden kurtaracak ve memleketin lâyık olduğu itibar ve saygıyı koruyacak ve yükseltecek biricik yönetim şekli olduğuna inancını en belirgin şekilde gösterdi.
Millet, cumhuriyetin bugün ve gelecekte bütün saldırılardan kesinlikle ve sonsuza kadar korunmasını istemektedir. Milletin isteği, cumhuriyetin denenmiş ve olumlu bütün kurallara bir an evvel ve tamamen dayandırılması şeklinde ifade olunabilir. Yüce Meclis’in çok önemle meşgul olduğu Anayasa’da, milletin isteğini davranış yolu kabul etmek hepimizin görevidir.
1924 (Atatürk’ün S.D.I, s.314-315)

Cumhuriyet, Türk milletinin refah ve yükselmesi yolunda yüzyılların görmediği başarılara erişti. Milletin eğilimlerini ve gereksinimlerini bularak ve öğrenerek onun refah ve gelişme gereklerini gerçekleştirmekte cumhuriyetin az zamanda elde ettiği sonuçlar, cumhuriyet yönetiminin milletimize hazırladığı geleceğin daha ne kadar parlak olduğunu tahmin ettirmeye yeterlidir.
Asla şüphe yoktur ki, cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok refaha erişmiş ve mutlu olacaklardır.
7927 (Atatürk’ün T.T.B. IV, s.435)

Cumhuriyetin milletin kalbinde kök saldığını görmek biricik emelimdir.
1930 (Fethi Okyar, S.C.F.N.K., s.70)

Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini güvenli ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik bakımından, büsbütün yeni bir yaşamın müjdecisi olmuştur.
1936 (Atatürk’ün S.D. I, s. 372)

On yaşını bitiren cumhuriyetimiz, daha kurulurken kendine çizdiği hareket çizgisini adım adım izlemiş ve kısa süre içinde yakın geçmişin biriktirdiği karanlıkları dağıtmayı başarmıştır.
1933 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s. 560)

Bu yıl cumhuriyetin onuncu yılını kutlamakla mutlu olduk. Milletimizin gösterdiği taşkın sevinçler, gönüllerimizi övünçle doldurdu. Cumhuriyetin verimlilikleri, ülkenin her bucağında canlandırıldı.
Millet, geçen on yıllık cumhuriyet eserlerini topluca gözden geçirdi ve gerçekten sevinmeye ve övünmeye hakkı olduğunu gördü.Geçen on yıl gelecek dönemler için, bir başlangıçtan başka bir şey değildir. Bununla beraber, eski dönemlerin tarihi karşısında cumhuriyetin bu on yılı, eşi görülmeyen bir diriliş ve göz kamaştırıcı bir ileri atılış anıtıdır.
1933 (Atatürk’ün S.D.I, s.359)

Bugünkü hükümetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükümettir ki, onun ismi cumhuriyettir.
Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır.
Hükümet millettir ve millet hükümettir.
Artık hükümet ve hükümet mensupları, kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.
1925 (Atatürk’ün S.D. 11, s.230)

Son yıllarda milletimizin fiilen gösterdiği yetenek ve kavrayış, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar dalgın ve ne kadar incelemeden uzak, görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel kanıtladı.
Milletimiz, sahip olduğu özelliklerini ve değerini, hükümetinin yeni ismiyle, uygarlık dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeyi başaracaktır. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada işgal ettiği yere lâyık olduğunu eserleriyle kanıtlayacaktır.
Daima saygıdeğer arkadaşlarımın ellerine çok samimî ve sıkı bir şekilde yapışarak, onların kişiliklerinden kendimi bir an bile ayrı görmeyerek çalışacağım.
Milletin sevgisini daima dayanak noktası sayarak hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.
29 Ekim 1923 (Nutuk 11, s. 814-815)

Cumhuriyetçilik ve toplumsal devrim, lâiklik ve yenilikseverlik Türk’ün öz malı ve özelliği haline geldiğini görmek, benim için büyük bir mutluluk olacaktır.
(Kılıç Ali, Atatürk ve Cumhuriyet, Milliyet gazetesi, 2.11.1970)

Bu millet, bu memleket, yeni rejimi üzerinde dünyanın en beğenilen bir varlığı olacaktır.
1929 (İkdam gazetesi, 11.8.1929)

Memnuniyetle görmekteyiz ki cumhuriyet rejimi, yurdumuzda huzur ve rahatın en iyi yerleşmesini sağlamış bulunuyor. Vatandaşlar ve bu yurtta oturanlar, cumhuriyet yasalarının eşit şartları altında kendileri için hazırlanan özgürlük, refah ve mutluluk imkânlarından en üst derecede yararlanmaktadırlar.
1937 (Atatürk’ün S.D.I, s.377)

Bu kadar matemler ve felâketler geçirdikten sonra elbette Türk öğrenmiştir ki, vatanı yeniden yapmak ve orada mutlu ve özgür yaşayabilmek için kesinlikle egemenliğine sahip kalmak ve cumhuriyet bayrağı altında bütün evlâtlarını toplu ve dikkatli bulundurmak gerekir.
1924 (Atatürk’ün S.D.I1, s. 180)

Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından oluşan büyük ordumuzun vicdanında, akıl ve bilincinde kurulmuş olan cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan
doğmuş ilkelerimizin, bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf beyinli bahtsızlardır.
Bu gibi bahtsızların, cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları davranışla karşılaşmaktan başka talihleri olamaz.
Benim değersiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır; fakat, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.
Ve Türk milleti güvenlik ve mutluluğunun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, duraksamadan yürümeye devam edecektir.
1926 (Atatürk’ün S.D. m, s. 80)

Efendiler! Size şunu söyleyeyim ki, devrimci Türkiye Cumhuriyeti’ni benim kişiliğimde var zannedenler çok aldanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, her anlamı ile, büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Değerli evlâtlarının elinde daima yükselecek, sonsuza dek yaşayacaktır.
(Hasan Rıza Soyak, Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk’ün Hususiyetleri, 1965)

Türk milletinin geleceği, bugünkü evlâtlarının görüş isabeti, yorulmak alışkanlığında olmayan çalışma gayretiyle büyük ve parlak olacaktır.
1927 (Atatürk’ün T.T.B. iv, s. 532)

Millî kararlılık ve bilincin değerli eseri olan aziz cumhuriyetin, bugünkü ve yarınki kuşağın demir ellerinde her an yükseleceğine ve yaşayacağına güvenim tamdır.
1927 (Atatürk’ün S.D. V, s. 160)

Benim için bir tek hedef vardır:
Cumhuriyet hedefi!
Bu hedefe erişmek için, belirli yolda yürüyen arkadaşların başarılı olması için, başvurulan doğru yolda, namuskârane yolda çok çalışmak ve etkin olmak gerekir.
Arkadaşlar, benden kayırma beklenmemelidir.
Hepiniz, benim gözümde değerli, yüksek kardeşlersiniz.
Hanginiz daha güzel yollarla, başarılarla oraya erişirseniz onu takdir edeceğim, alkışlayacağım.
Benden kayırma ve tarafgirlik beklemeyiniz arkadaşlar!
Adam olanlar, insan olanlar, fikirleri olanlar, yüksek ideali olanlar değerlerini göstersinler!
Benim, size kardeşçe söyleyeceğim şey budur.
(Afetinan, Atatürk’ün B.N.M., s. 38)

Cumhuriyetimiz, öyle sanıldığı gibi zayıf değildir. Cumhuriyet emeksiz de kazanılmış değildir. Gerektiğinde kurumlarımızı savunmak için gerekeni yapmaya hazırız.
1923 (Atatürk’ün S.D. III, S. 71)

Devrimimiz, Türkiye’nin yüzyıllar için mutluluğunu üstüne almıştır. Bize düşen, onu kavrayarak ve takdir ederek çalışmaktır.
1924 (Atatürk’ün S.D.H,s.187)

Cumhuriyet yolunda kararlılık ve başarı ile yürüyeceğiz.
1930 (Fethi Okyar, S.C.F.N.K., s.73)

Cumhuriyet kurumunun bir zorba eline geçeceğini mezarımda bile duysam, millete karşı haykırmak isterim.
1930 (Fethi Okyar, S.C.F.N.K., s.70)

Gelecek kuşakların, Türkiye’de cumhuriyetin ilânı günü, ona en acımasızca hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla sanmayınız!
Tam tersine, Türkiye’nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek düşünüş biçimlerini çözümleme ve belirlemede hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak şekilde korunmasını zorunlu kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet yönetimi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir.
1927 (Nutuk II, s. 831)

Cumhuriyet ve Varlıksal Alan Yapılanması
Varlıksal alan olarak Cumhuriyetin ortaya çıkarılmasını yorumlayacak olursak...
Halkın kendisini yönetecek olan kişileri seçebilme ve yönetimin millette olması özelliklerinin sağlaması, özellikle ve isteyerek bu şekilde yapılandırılmıştır ve bu sebeple Cumhuriyet yönetim sistemi ortaya çıkarılmıştır diyebiliriz.
Obsedör alanlar siyasi bazı alanları ele geçirmiş olabilirler ancak milleti ve halkı ele geçirmek çok kolay bir durum olmayacağından yönetim Cumhuriyetle halkın iradesine bağlanmıştır.
Kimi siyasi alanların obsedör etkiler altında kalması, halkın ve milletin obsedör etkiler altında kalması durumundan çok kolaydır ve işte Cumhuriyet, bu özellikleri ile varlıksal alan tarafından ortaya çıkarılmış bir yönetim sistemi olarak ve milletleri ve halkları etkileyebilme ve yönlendirebilme şeklinde bütün imkanlarını kendisinde bulundurarak, varlıksal alanın etkilerini millet üzerinde yaşatabilme üstün imkanları ile, obsedör alanların etkisinde olabilmesi çok kolay olan bireylerin ve ailelerin yönetimini tamamen yok eden bir yönetim sistemi olarak yapılandırılmıştır, ortaya çıkarılmıştır...

Ve bu şekilde anti obsedör bir yapılanmayı kendisinde bulunduran Cumhuriyet yönetim sistemi, içeriğinde erdem olabilmesi söz konusu olan ve vissa bilgilerince de belirlenmiş bir çok bilgininde uygulanması şeklinde erdemsel yapılanmaları mümkün kılar, nitekim bir çok yasak bilgisi yasalarla da yasaklanmış şekilde yapılandırılmıştır.
Cumhuriyet, milletlerin çok daha ileriye ve iyiye yönlendirilmesi için geliştirebilirlik özelliklerini temel konu ve içeriklerine zarar gelmediği sürece söz konusu eden ve Adenel yaşamının sonlanması zamanlarına gelene kadar yaşatılması gereken ve çok uygun olan bir yönetim şeklidir.
Cumhuriyet sevgiyi tamamen bütün alanlarda yaşatmakla ilgili olan, gerek siyasi, gerek diğer bütün alanlarda sevgi uygulamalarını mümkün kılan bir yönetim sistemidir.
Merkez iradenin ve varlıksal alanın direk kendisinin bilgisi olan Atatürk'ün yapılandırdığı ve bütün özellikleri ile iyiliğin hakim gelmesini sağlamak için oluşturulan Cumhuriyet, adenel yaşamı içerisindeki en iyi yönetim şeklidir, diyebiliriz.
Varlıksal alanın merkezi olmak ve bu şekilde bir yönetimin sağlanması durumunu Cumhuriyet sistemi ile bir tutarak yorumlama içerisinde olanlar için söyleyebilirim ki, o durum çok başkadır, gideceğimiz yerlerde ve beklenen zaman geldiğinde Cumhuriyete gerek kalmayacaktır.
Cumhuriyet, adenel yaşamı, dünya yaşamının bir yönetim şekli olarak ortaya çıkmıştır ve Adenel C'ye geçilmesinin kısa bir zaman sonrasında zaten adenel yaşamı sonlanacaktır. Bu sebeple bu zaman gelene kadar Cumhuriyet, en iyi şekilde yaşatılmalıdır ve varlıksal alanın merkezi olmak konusu, bu zamanlar gelene kadar hiç bir şekilde Cumhuriyet yönetim sistemine zarar verecek özelliklerde bir durum değildir, aksine Cumhuriyeti geliştirmekle ve korumakla ilgiliyim, diyebilirim...
Ve bilgi adenel yaşamında yapılanmış olan bütün Cumhuriyet yönetim sistemlerinin en iyi şekilde çalışması ve sevgiye ve vissaya uygun olacak şekilde yapılanması ve korunması için gereken bütün çalışmaları yapar.
Sevgiler. Tık.







|
|
|