|
Truman Show

Oyuncular; Jim Carrey, Laura Linney, Natascha McElhone
Yönetmen; Peter Weir
Tür; Dramatik Komedi, Macera, Bilim Kurgu
Konusu; Film, Truman isimli bir insanın doğumundan başlayarak bir televizyon şovu için hazırlanmasını ve kendisinin bile haberi olmadan çevresini yapılandırdıkları bir ortamda, Truman'nın sonrasında her şeyin sahte ve yapay olduğunu fark etmesi ile gelişen olayları konu almaktadır.
Doğumundan itibaren kendisi için bir yaşam alanı sistemi oluşturan televizyon programcıları, çok uzun yıllar boyunca rutin hayatını yaşamak zorunda kalan Truman'ın çevresindeki bu oyunu fark etmemesini sağlamışlardır. Çocukluk zamanları, okul, ergenlik, iş, evlilik derken olgunlaşan Truman, hayatı bunca yaşamını hiç sorgulamamıştır ve o kadar zaman boyunca insanlar O'nun hayatını bir eğlence programı gibi izlemişlerdir. Artık bir çok şeyden şüphelenen ve kendisinin düştüğü bu acı durumdan O'nu kurtarmak isteyenlerinde sayesinde Truman, çevresinde garip bir oyunun döndüğünü anlamaya başlar ve araştırdıkça işin altından aslında Dünya diye bir gezegende değil, çevresi tamamen yapay yaşam alanı sistemleri ile donatılmış bir simülasyon alanında olduğunu fark eder. Çevresindeki bütün insanlar birer oyuncudur ve Truman, yalnız başına herşeyden habersiz, bir hayat boyunca, kendisine sorulmadan bile bu acı oyunu oynamak zorunda bırakılmıştır. Oldukça önemli anekdotların bulunduğu film, yaşam alanı sistemi olduğunu belirttiğimiz çevremiz içinde oldukça yerinde bir konuyu sahnelemektedir ve herkesin izlemesini kesinlikle taviye ederiz. İnsanın aklına hiç gelmeyecek soruları getirebilen nadir filmlerdendir. Yer yer Jim Carrey'in komik halleri ve daha çok düşündüren sahnelerle arşivinizde kesinlikle bulunması gereken film olarak belirtmeliyiz.

İşte konumuzla direk ilgili olan ve bizzat yapıldığını belirttiğimiz oyunun sinema versiyonu ile sanki masum bir televizyon programının bir insanın hayatını doğumundan başlayarak hapsetmesi olayını canladırarak, aslında yaşananların buna benzer bir sistemin içinde olduğunu ilgili alanlara, kişilere, yerlere bildiren filmlerden biridir.
Uzaya çıkmadan, aya gitmeden, gezegenleri görmeden, atomu incelemeden, yada benzer her konuda ilgili şeyleri yapmadan onlara inandığımız bir dünyada doğduk. Tarih mesela, herşey bu kadar güven verici bize nasıl geldi diye bunu düşünüyorum sık sık... Bu kadar nasıl güvendim de tarihe inandım, güzel sözler söyleyenlere inandım, bana anlatılanlara inandım, inanmak şimdi öyle zor bir şey ki, inanmam için her hangi bir şeye çok uzun uğraşlar vermem gerek, denemem, incelemem, gerekiyor mu birde, doğru da olabilir ama ben her doğru düzgün şeyede inanmak durumunda değilim, bana uygun olup olmaması önemli, yoksa Ahmet bir erdem bulmuş, hiperaktiflik ve zindelik gibi özellikleri var, belirli de kuralları, yanlış birşey değil ama bana uygun değil, inanmak durumunda değilim, ama önceden, bak görüyomusun şuradaki Venüs, şuda Mars, şuda Ay ve geri kalanlarda sonsuzluk boyunca uzanan galaksiler, evrenler, ve dahası... İnanmak bu kadar basit bir şey gibi yaşatıldı bizlere...
Bu kadar büyük gerçekleri bilen bir varlık için çok kısıtlı ve dar bir alanda kalıyor olmakta bir soru işareti tabi.. Sonsuzluk bilgisini bul, neler yapacaını bil, kendini de bil diyelim, ama sen kal dünyada, uyu, kalk, yemek ye, ihtiyaçlarını gidermek zorunda olduğun bedenle uğraş, ve sonsuzluğu öğren... İşte efendim burası sınav, o zamanlarda gelecek diyenlerin bunu söylerken neye dayanarak bunu belirtiyor olduğunu ve elindeki bize bunu ispatlayacak bilgisini, felsefesinide açıklamasını istiyorum... Alelade bir yorum sadece... Sınav konusu çok anlamsız ve içi obsedör oyunlarla dolu bir çıkmaz bilgiler alanı...
Siz kendinizi bilmediğiniz sürece kendinizi dev aynasında görmek gafletinden kendinizi kurtarın biran önce... Kendinizi bilirseniz zaten dev de sizsiniz, dev gibi görende... Ama kendinizi bilmeden bu şekilde davranmak, bu kendinden emin hareketler içinde yaşamak yaratılış içindeki amacını ve nedenini ve yerini bilmeyen bir varlık için nasıl sonuçlanır, tutunacak bir dalı olmamasıyle ancak yorumlanabilir... Böyle kötü ve kısıtlı, problemli ve ıstıraplar dolu ve her an kötü bir varlık olabilme ihtimalinin olduğu bir alana sınav ve gelişmek için geldiğimizi söylerseniz kesinlikle sizi ciddiye almam.. Gelişim sadece çalışarak olur ve zevkle, arzu ile çalışmak kavramlarını biliyorum, ıstırap tamamen obsedörlerin pis oyunları, bizlere hiçbir yararı yok...

Ve filmimize gelecek olursak, yine Matrix gibi beni çok etkileyen filmlerden biridir. Zaten Jim Carrey'i çok beğenirim, yani oyunculuğunu, O'nun komedi ile ilgili yeteneği tartışılmaz, bakınca bazen gülmesi neden gelir insanın değil mi?, doğuştan komikler var birde mesela... Jim Carrey iyi ki var aramızda, ve bu filme de renk katmış, ve Truman isimli bir insanı canlandıran Jim, doğumunda ailesi ile anlaşan televizyon programcıları Truman'a özel olarak hazırlanmış bir yaşam alanı sistemi içine O'nu yerleştiriyorlar ve tamamen sahte ve oyuncularla dolu bir alanda O'na koca bir ömür yaşatarak bunu tüm dünyada canlı yayında izletiyorlar ve insanlarda bundan haz alıyor, eğleniyor, Truman'ın bundan haberi bile yok, kendisini bir kasabada, evli ve çalışan sıradan biri sanıyor. Her gün işine gidip geliyor ve işte zamanla birşeylerin ters gitmesi ve kendisine yardım etmeye çalışanların bilgileri ile aydınlamaya başlıyor ve denize açılması ile okyanusun ortasında deniz yerine bir duvar olduğunu görüyor ve oradan gerçek insanların yaşadığı alana giriyor ve orta yaşlarına kadar burada sahte bir hayat yaşadığını anlıyor...

Çok uzaklardan gördüğümüz görüntülerin bizim gördüğümüz şeyler olduğundan çokta emin olamazsınız... Zaten herşey duyuların sayesinde görülüyor ve duyuların bilgisi ne ise varlık O'nu görür. İnançlarınız, bilgileriniz, sanrılarınız, bildikleriniz bu yüzden çok önemli. Truman show filmini kesinlikle izlemenizi ve kendinize yaşamdan dersler çıkarmanızı tavsiye ederim. Truman, yaşamının ve bu kadar zamanının boşuna geçmesinin derdinde iken televizyon programcısının O'na Truman'ın kaderi olduğunu ve materyalist anlayışı yaşatacak sözler ve hareketler içinde bulunması, koyun can derdinde kasap et şeklindeki ifadeyi, obsedörlerin bizim içinde düşündüğünü belirtebilirim, ancak sevgiyi tanımadan önceydi bu tabi, sevginin gerçek anlamının bilindiği alanlarda duramayacak kadar kötüler onlar ve sevginin gerçek anlamı bu yüzden saklanmıştı...

Ve son olarak belirtmek gerekirse bu film, insanları bir nebzede olsa yaşadıkları alan içinde kendilerini kontrol etmeleri ve bir farkındalık yaşayarak gerçekten nerede olduklarını araştırmaları için teşvik edecek etkilerde bulunmaktadır ve kesinlikle herkese taviye ederim. Yapımda emeği geçen bütün oyuncu ve kadroyada teşekkür etmek isterim.. Unutulmayacak arşivlik bir film daha...





|
|
|